Makâsidü’ş-Şerîa
İSLÂM’IN GETİRDİĞİ HÜKÜMLERİN GAYELERİ
Genelde dinin, özelde ibadetler ve hukuk alanındaki dinî hükümlerin gayeleri anlamında bir tabir.
Makāsıd sözlükte “bir şeyi hedeflemek, ona yönelmek” anlamındaki kasd kökünden türeyen ve “niyet, amaç” gibi mânalarda kullanılır.
İslâmî literatürde geniş anlamıyla “din”, daha dar anlamıyla “dinî bildirime dayalı amelî hükümler” mânasındaki şerîat kelimesiyle birlikte kullanıldığında şu anlamlara gelir:
- “dinin gayeleri”
- “naslarda yer alan amelî hükümlerin gayeleri”
- “İslâm’ın getirdiği hükümlerin gayeleri” şeklinde özetlemek mümkündür.
Makāsıdın terim anlamı için birçok tanım verilmiştir. Bunların özü şunu ifade eder:
“Kur’ân-ı Kerîm’in birçok âyetinde şu huşular açık ve net olarak ifade edilir:
- evrende bir nizamın bulunduğu,
- hiçbir şeyin boşuna yaratılmayıp bir amaca dayandığı,
- kâinattaki varlık ve oluşların insanın hizmetine verildiği,
- bu durumun evrendeki bütün varlıklar içinde özellikle insanı gāiyyet planında merkezî bir konuma getirdiği.
İslâm âlimleri bu âyetlerden, buralarda yalnızca kozmolojik bir hakikatin vurgulanmasının değil kâinatta belirli bir mevkiye yerleştirilmiş olan insanda ahlâkî şuuru uyandırmanın amaçlandığı sonucuna ulaşmışlardır.
İzzeddin İbn Abdüsselâm’a göre Allah, insanların fıtratına genel olarak faydayı belirlemeye yarayan bilgileri yerleştirmiştir. Meselâ çok faydanın az faydaya veya az zararın çok zarara tercih edilmesi gerektiği insanların fıtratına yerleştirilen bir kuraldır.
Fıtrat-makāsıd ilişkisine dikkat çeken İbn Âşûr ise fıtratın Allah’ın yarattıklarında gözettiği düzen olduğuna işaret ederek bu açıdan İslâm hukukunun genel amacının insan fıtratını koruma ve bozulan yanlarını düzeltme olduğunu vurgulamıştır.
İslâm’ın fıtrat dini oluşu, bu dinin insanın yaratılıştan gelen özellikleriyle uyum içinde bulunması anlamını taşır. Dolayısıyla İslâm’ın getirdiği hükümler, insanî bir medeniyetin oluşturulması için gereken ihtiyaçları karşılamak durumunda olduğundan İslâm’ın insan fıtratına ters düşen herhangi bir hüküm içermesi düşünülemez.
Makāsıd konusuna temas edilen eserlerde İslâm’ın getirdiği hükümlerin nihaî gayesinin insanların maslahatlarını gerçekleştirmek, yani yararlı sonuçların elde edilmesini ve zararlı olanların giderilmesini sağlamak olduğu ve bu noktada İslâm âlimleri arasında görüş birliğinin bulunduğu ifade edilir.
İslâm dinin ana gayeleri, korunması hedeflenen yararların önem derecesi açısından üç kademeli bir tasnife tâbi tutulmuştur.
- “zarûriyyât,
- hâciyât,
- tahsîniyyât”
Zarûriyyât, en üst düzeydeki yararları, yani toplumun varlığı ve dirlik düzenliği için vazgeçilmez temel hak ve değerleri ifade eder. Bunlarda beş temel ilke olarak iade edilmiştir:
- Hayatın (can) korunması,
- Neslin (nesep, ırz) korunması,
- Aklın korunması,
- Malın korunması
- Dinin korunması
Makāsıd fikrinin en hararetli savunucularından Şâtıbî’ye göre de bütün delillere bakılarak dinin, hayatın, neslin, malın ve aklın korunmasının kesinlikle gereklidir.
Kaynak: BOYNUKALIN, ERTUĞRUL. (2003). TDV İslâm Ansiklopedisi, c. 27. 423-427.
Link: https://islamansiklopedisi.org.tr/makasidus-seria