Dini Liderler ve Çevre

Yusuf el-Karadavi, Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı

“Çevrenin ıslahı insanın ıslahı ile olur.”

Çevre meselesi, çevre sorunları, çevre kirliliği, çevreyi yok etmek, çevrenin dengesini bozmak, kâinatın dengesini bozmak ve buna benzer bütün bu sorunlar, dünyadaki her kültürlü insanın, düşünürün ve alimin gündemi olmuştur. Belki onlardan da öte insanların büyük çoğunluğunun önemli gündemi olmuştur. 
Çünkü, çevreyi bozmak ve kaynaklarını yok etmek herkesi tehdit ediyor. Bu itibarla, konuyla ilgili ortaya çıkan şu önemli soruyu sormak kaçınılmazdır: 
Genel olarak din ve özellikle İslam dininin çevre anlayışı hakkındaki tutumu nedir? 
Bu kitap; diğer kitaplarla birlikte, çevre ıslahı ve korunması ile ilgili İslami bakış açısını fıkıh, şer’i yöntem, İslami düşünce ve uygulama açılarından doyurucu bir şekilde ifade etme konusunda katkıda bulunacağını umduğum bir kitap olacaktır.  (Arka kapaktan).

Yusuf el-Karadavi, İslam' da Çevre Bilinci, Çevirmen: Mehmet Akbaş, Nida yayınalrı, İstanbul, 2022. Link: https://www.babil.com/islam-da-cevre-bilinci-kitabi-yusuf-el-karadav

Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkanı

“İslam'ın çevre ahlakını daha güçlü şekilde ortaya koymak durumundayız.” 


 DİYANET İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Üzülerek belirtmek isterim ki; çevre konuları söz konusu olduğunda uluslararası platformlarda İslam’ın çevre ahlakı için koyduğu ilkeler                 gündeme gelmiyor. 

 

 "Üzülerek belirtmek isterim ki; çevre konuları söz konusu olduğunda uluslararası platformlarda İslam'ın çevre ahlakı için koyduğu ilkeler gündeme gelmiyor. Dolayısıyla konferans ve     uluslararası çalışmalar ile İslam'ın çevre ahlakını daha güçlü şekilde ortaya koymak durumundayız" dedi.

 Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre; Başkan Erbaş, Rusya Federasyonu Müslümanları Dini İdaresi ve Rusya Müftüler Konseyi tarafından Moskova'da çevrim içi düzenlenen 17'nci İslami Forum'a katıldı. 'Ekolojik Vaazdan Ekolojik Düşünmeye: Konuşmanın En İyi Yolunu Bulmak' konulu forumda konuşan Erbaş, dünyanın tüm insanların ortak evi olduğunu ve insanların yaşadığı yeryüzünden sorumlu olduğunu söyledi. 

Erbaş, "İnsanların yaptıklarından veya yapmakta olduklarından dolayı yaşadığımız çevrede doğal kaynaklarımız hızla azalmakta, bazı hayvan ve ağaç türlerinin nesilleri tükenmektedir. Atmosferin kirliliği de her gün artmaktadır. Yaşadığımız dünya hoyratça kullanıldığı için su kaynaklarıyla ilgili ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Bütün bunların bir sonucu olarak insanlık, mevsim değişikliği ve küresel ısınma ile tanışmaktadır. Neticede açlık ve kuraklık kapımızı çalmaktadır. Tüm bunlar bizler için çok acıklı bir durumdur" dedi.

'ÇEVREMİZ YÜCE ALLAH TARAFINDAN İNSANA EMANET EDİLMİŞTİR'

Erbaş, İslam'ın evrensel prensipleri doğrultusunda insan ile çevre ilişkisini sorumluluk, emanet, güzel ahlak ve salih amel bağlamında ele alınması gerektiğini belirterek, "Çevremiz, Yüce Allah tarafından Kur'an-ı Kerim'in fermanıyla insana emanet edilmiştir. Emaneti alan insanoğlu, tüm canlılara ve çevreye karşı sorumluluk duygusuyla bir ilişki modeli kurmalıdır. Ayrıca 'Müslüman bir ağaç diker yahut ekin eker de ondan kuş, insan veya hayvan yerse, bunlar onun için sadaka olur' hadis-i şerifi de sorumluluk ve emanetin salih amel ile ilişkisini gözler önüne sermektedir. Çünkü insanın çevreyle ilişkisinin ahirette hesaba çekileceği bir kulluk görevi olduğu bir gerçektir. Aslında insanoğlunun hava, su, toprak, tabiat ve ekolojinin bütün unsurlarıyla iyi ilişki içerisinde olması aynı zamanda iman ve kulluk görevidir. Bu husus göz ardı edildiğinde yaşanacak çevresel krizlerin, küresel ifsat ve israfın, yaşadığımız dünyayı topyekun kaos ve kargaşaya sürüklemesi kaçınılmazdır" diye konuştu.'

ÇEVRE AHLAKI PROJESİ' KONUSUNDA FAALİYETLER YÜRÜTÜYORUZ'

İslam'ın çevreyle ilgili ilkelerinin önemine işaret eden Erbaş, şöyle konuştu: 

"Burada üzülerek belirtmek isterim ki; çevre konuları söz konusu olduğunda, uluslararası platformlarda İslam'ın çevre ahlakı için koyduğu ilkeler gündeme gelmiyor. Dolayısıyla bu ve benzeri konferans ve uluslararası çalışmalar ile İslam'ın çevre ahlakını daha güçlü şekilde ortaya koymak durumundayız. 

Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bizler ülkemizde 'Sıfır Atık, Sıfır İsraf' temasıyla 'Çevre Ahlakı Projesi' konusunda ciddi faaliyetler yürütmeye çalışıyoruz. Bu konuda duyarlılığın artırılması amacıyla sizlerle her konuda iş birliği içinde olacağımızı ve desteğe hazır olduğumuzu belirtmek isterim."

Dalai Lama, Budizm 

  Dalai Lama, Buԁizm'in kurucusu olan Shakyamuni'nin reenkarnasyon sürecini tamamlayarak, yeniԁen ԁoğԁuğu ԁüşünülen kişilere verilen isimԁir. Dalai Lamalar, Buԁizm öğretisinin başöğretmenleri olԁuğu gibi Buԁistlerin ԁe ruhani l    iԁerliğini yapmaktaԁır. Beԁensel ve manevi acıların ayԁınlanma sürecinԁe, bir yol olԁuğunu öngören Buԁizm felsefesi ve öğretileri, her türlü taciz ve salԁırılara karşı pasif ԁirenişin uygulanmasını salık verir.

  Tibеt'in vе Budizmin lidеri olan Dalai Lama, barışçıl politikaları vе Tibеt'in özgürlüğü için şiddеt karşıtı mücadеlеsi nеdеniylе 10 Aralık 1989'da Nobel Barış Ödülü almıştır. 

  Kaynak: https://www.sozkimin.com/dalai-lama-kimdir-sozleri-ve-hayati-37.html 

  “İklim değişikliği çoğunlukla en fakirleri etkiliyor, zenginler bir otelde "saklanacak".

  Dalai Lama, çevre bilincini geliştirmek ve çevreyi korumaya yardımcı olan girişimleri desteklemek için çok şey yaptı. 

  Dalai Lama, geçen Mayıs ayında Biricik Evimiz (Our Only Home) adlı bir kitap yazdı.

  Kitap, ruhani liderin İsveçli çevreci Greta Thumberg’e yazdığı bir mektupla başlıyor. 

  Dalai Lama’nın Greta’ya yazdığı mektuptan:

“Ben de çevrenin korunmasının ateşli bir destekçisiyim. Biz insanlar, bildiğimiz üzere dünyayı yok etme gücüne sahip tek türüz. Yine de, dünyayı yok etme gücümüz varsa, onu koruma gücümüz de var. 

Biricik evimiz olan gezegenimizi korumanın aciliyetine dünyanın gözlerini nasıl açtığınızı görmek cesaret verici. Aynı zamanda pek çok genç kardeşimize bu harekete katılmaları için ilham verdiniz.”

“Bu genç hanımın çevre ve bu konularla ilgili düşüncelerini duyduğumda kendisine gerçekten hayranlık duydum. Genç kitlenin, insanlığın genç üyelerinin, geleceğimize, gezegenimize gerçek bir alaka gösteriyor olmaları gerçekten cesaret verici. Bu çok çok umut verici bir işaret. 

Biliyorsunuz, herkes mutlu bir hayat ister, kuşkusuz. Sadece biz insanlar da değil, hayvanlar, böcekler, herkes, her birey mutlu bir hayat arzular ve işte bu yüzden de görüyoruz ki her birey kendi varoluşu konusunda endişe duyar. İnsanoğluna gelince, insan beyni bir bakıma çok özeldir, fevkaladedir. Yine de dünyamızı yargılıyoruz. İnsanoğlu en fazla sorun çıkarandır. Diğer hayvanların günlük hayatlarına bakın, yemek ye, uyu, çiftleş. Ama biz, bizde bir çeşit ihtiras var, çok fazla biz ve onlar ayrımı, algısı var. İnsanlık tarihi, bu gezegendeki diğer tüm memeli türlerine göre bir yandan pek çok iyi şey üretiyor ama aynı zamanda bir sürü problem de üretiyor.

Bugün dünyada, bir sürü problem var. Ekoloji konusunda, bizim kendi yarattığımız problemler. Soru ise neden? Beynimiz, harikulade fakat çok fazla düşünce üretiyor. İlk olarak, insanoğlu olarak bizim kendimiz, sonra ulusumuz, ülkemiz ve son olarak da ailemiz var. Yani sonuçta bu, çok küçük bir daire içinde düşünmektir. Gerçekte, birey olarak insanoğlunun yaşamı topluma veya aileye bağlıdır. Ailenin ömrü ise topluma. Bugünün dünyasında, görüyorsunuz ki yedi milyar insanın tamamı tek bir topluluktur. Yani şimdi, tüm insanlığı düşünmenin zamanı geldi. Eski çağlarda, küçük daire içinde, hep biz, hep biz, hep biz. Ama şimdi, bu gerçekliğin ışığında görüyorsunuz ki böyle küçük bir daire olarak düşünmek gerçekçi değil. Yani, yedi milyar insan, tüm yaşantımız, hepsi birbirine bağlı, hepimiz birbirimize bağlıyız.”

Kaynak: Açık Radyo, Çeviren Melike Demirel, Çeviri Editörü Ömer Madra

Katolik Hristiyanların Çevre Tasavvuru

Papa Francesko: ‘‘Ortak Evimize Bakmak, Herkesin Sorumluluğu Altında’’

  Papa Francesko, göreve geldiğinde yaptığı ilk konuşmada çevrenin korunmasına ihtiyaç olduğuna özellikle dikkat çekerek, “yok oluşun alâmetlerine” değinmiş, Katolik dünyasına yönelik ilk mesajında şu ifadeler yer almıştı:

  “Sosyal, mali ve siyasi alanda sorumluluk gerektiren önemli görevlerde bulunan herkesten, iyi niyetli tüm kadın ve erkeklerden şunu istiyorum: 

  Doğanın özünde bulunan dünyanın yaradılışının, Tanrı’nın tablosunun, insanların ve çevrenin koruyucusu olalım. Yıkımın ve ölümün işaretlerinin bizim dünya yolumuza eşlik etmesine izin vermeyelim.”

  Papa, 2015'te yayımladığı "Laudato Si" (Seni överim, ey Rabbim) isimli genelgesiyle iklim değişikliğinden kaynaklanan ağır çevresel, toplumsal, ekonomik ve siyasi sonuçlara dikkat çekti.

  İlk olarak, dünyadaki 1.2 milyar Katolik'in ruhani lideri olan Papa Francesko tarafından inanç temelli genelgesi/fetvasıdır. Katoliklerle birlikte tüm dünyadaki insanlara yönelik bir eylem çağrıdır. 

  “Ortak evimizi korumak için yaptığımız bu acil çağrı sürekli ve bütüncül bir gelişme aramak için tüm insanlık ailesini bir araya toplama endişesini de içeriyor, çünkü bir şeylerin değişebileceğini biliyoruz. 

  Yaratıcı bizi terketmez; asla sevgi planından vazgeçmez, ya da bizi yarattığı için pişman olmaz. İnsanlık halen ortak evimizi inşa etmek için birlikte çalışma becerisine sahiptir. Burada, bu paylaştığımız bu yuvayı korumayı sağlama      almak için sayısız yolla mücadele edenleri hatırlamak, yüreklendirmek ve onlara teşekkür etmek istiyorum.

  Dünyanın en yoksullarının yaşamlarını yıkmakta olan trajik çevresel etkilere yorulmadan çözüm arayanlar özel bir takdiri hak ediyorlar. Genç insanlar değişim talep ediyor. Onlar, çevresel krizi ve dışlananların acılarını düşünmeden    daha iyi bir gelecek inşa etmenin nasıl mümkün olabileceğini merak ediyorlar.”

Papa Francis, küresel ısınmanın gezegen üzerindeki hayat için büyük tehdit oluşturduğunu ve büyük oranda insanlardan kaynaklandığını söylüyor. Papa, karbon emisyonlarını azaltmak için "fosil yakıtların yerine geçecek yenilenebilir enerji kaynakları geliştirmek" de dahil olmak üzere pek çok önlem alınmasına "acil" ihtiyaç olduğunu vurguluyor.

Papa bir basın toplantısında da siyasi yetkililerin iklim değişikliği konusunda harekete geçmekte neden geciktiği sorusuna, "Neden mi? Aklıma Eski Ahit'teki bir cümle geliyor: İnsan aptaldır, gözleri görmeyen bir inatçıdır. Aynı çukura iki kez düşen tek hayvan insandır" diye cevabını vermişti.

Papa, iklim değişikliğiyle mücadele konusunda tedbir almayan şirketlere yönelik boykot çağrısı da yapıyor. Aşırı tüketime, tüketim saplantısına ve sorumsuz kalkınmaya karşı hızlı bir uluslararası güç birliği sağlanması gerektiğine vurgu yaparken, bundan en çok dünyanın en yoksul kesimlerinin etkilendiğini belirtiyor: “Gelişmiş ülkeler, tüketime ve kullanıp atmaya dayanan yaşam biçimlerinin bedelini yoksul ülkelere ödetmekten vazgeçmeli. Yaşam biçimimiz, üretim ve tüketim yöntemlerimizi değiştirmek zorundayız. 

İklim değişikliği çevresel, toplumsal, ekonomik ve siyasi etkilerinin yanında ürünlerin dağıtımı ve paylaşımı üzerinde vahim etkileri olan global bir sorundur. Günümüzde, insanlığın önündeki en büyük zorlu mücadelelerden biri budur.”

Güney Afrika’nın anti-apartheid mücadelesinin saygıdeğer isimlerinden Nobel Barış Ödülü sahibi Başpiskopos Desmond Tutu:

“Açgözlülüğün hâkim olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Sermayenin çıkarlarının, insanların ve dünyamızın çıkarlarına baskın gelmesine izin veriyoruz. Şu açık ki, şirketler kolay vazgeçmeyecek, çok daha fazla para kazanmak için direnecekler” diyen Tutu’nun da tavrı bu konuda çok net: 

“Vicdan sahibi insanların iklim değişikliğinin adaletsizliğini finanse eden şirketlerle bağlarını koparması lazım. Örneğin, fosil yakıt enerji şirketlerinin sponsor olduğu etkinlikleri, spor takımlarını ve medya programlarını boykot edebiliriz.”

Laudato Si Türkçe tercümesi: https://www.vicariatoapostolicodianatolia.org/index.php/laudato-si-papa-francesko-hazretlerinin-ortak-evimizin-bakimi-hakkinda-papalik-genelgesi/

 
Ortodoks Hristiyanların Çevre Tasavvuru

 İstanbul Ekümenik Patriği Bartholomeos:
“Günahın Bir de Ekolojik Boyutu Var”
 300 milyon Ortodoks Hristiyanı temsil eden İstanbul Ekümenik Patriği Bartholomeos, dünyanın en yeşil dinî liderleri arasında gösteriliyor. Görevi devraldığı 1991’den bu yana ekoloji ve iklim konularına büyük önem veren       ve Papa Fransis’in son iklim değişikliği genelgesine de esin kaynağı olan Patrik Bartholomeos ile çevre ve iklim değişikliğine yönelik çalışmalarını; “Doğaya karşı işlenen suçlar günahtır.” vizyonunu konuştuk.
İstanbul Ekümenik Patriği Bartholomeos çevreyle ilgili görüşeri:

 Link: https://ekoiq.com/2015/08/12/gunahin-bir-de-ekolojik-boyutu-var/

 Kitap önerisi: Dr. I. Mattson Dr. M. W. Hofmann Dr. M. Arneth, Dr. D. Mieth, Islam, Christianity & the Environment (İslam, Hristiyanlık ve Çevre).
 http://www.rissc.jo/docs/Islam-Christianity-Environment-110616.pdf

İçinde bulunduğumuz iklim ve çevre krizine karşı dünya çapında çeşitli dini liderlerde çözüm bulmaya çalışıyor. Bu durumda her biri temsil ettiği Dinleri Sürdürülebilir Bir Dünya Arayışına Katmak için çalışıyorlar.