İslam İklim Değişikliği Deklerasyonu
Tercüme: Prof. Dr. İbrahim Özdemir
Giriş
1. 4.6 milyon yıldır var olan dünyanın iklimi statik değil, dinamiktir ve sürekli değişmektedir. Aslında, diğer karmaşık süreçler ile birlikte iklim değişikliklerinin bugün büyük ölçüde yararlandığımız fosil yakıtların oluşumunu sağlaması sebebiyle özellikle bir önceki iklim değişikliğine müteşekkir olmalıyız.
2. Ancak, bu çağda tanık olduğumuz iklim değişikliği insanlar tarafından oluşturulan farklı bir yapıya sahiptir. Bizler şu anda bir doğa afeti haline gelmiş bulunmaktayız. İçerisinde yaşadığımız dönem giderek Jeolojik tabirle Anthropocene, yani insan yüzyılı, olarak tanımlanmaktadır. Türümüz bu gezegen üzerindeki bilinen hayatın sona ermesine sebep olabilir. Tabii dünyanın dokusuna örülü olduğumuz için onun nimetlerinden keyif almaktayız. Ancak bu nimetleri ölçüsüzce ve kötüye kullandığımız için iklim değişikliği ile karşı karşıya kaldık. Çocuklarımız, onlara tahrip edilmiş ve bozulmuş bir gezegen miras bıraktığımızda acaba bizler hakkında ne düşünecekler?
3. 2005 yılında yayınlanan “Binyıl Ekosistem Değerlendirmesi (Milennium Ecosystem Assessment) raporuna göre “20. yüzyılın son yarısında insanların ekosistemde meydan getirdiği değişiklikler insanlık tarihindeki herhangi bir dönemden daha büyüktür… Bu değişiklikler insanların refahını artırmış, ancak daha önce görülmemiş bir bozulmayı da beraberinde getirmiştir”. Bu rapor, 95 ülkeden 1300 bilim adamı tarafından onaylanmış; dünya üzerindeki hayatı destekleyen doğal sistemlerin 2/3 nün insan baskısıyla bozulduğu konusunda uyarıda bulunmuştur:
“İnsan faaliyetleri dünyanın doğal işlevlerine öyle büyük zararlar vermektedir ki gezegen ekosisteminin gelecek nesiller için sürdürülebilirlik yetisi daha fazla hafife alınabilecek durumda değildir.”
4. Yaklaşık on yıl geçmesine ve Kyoto Protokolünün devamı niteliğinde düzenlenen sayısız konferansa rağmen dünyanın genel gidişatı giderek daha da bozulmuştur. Mart 2014’te yayınlanan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli-Intergovernmental Panel on Climate Change (IPCC) raporu, konunun önemini özetle beş maddede sıralamıştır:
• Ekosistemler ve kültürler hâlihazırda iklim değişikliğinden dolayı risk altındadırlar.
• Sıcak hava dalgaları, aşırı yağışlar, kıyı su baskınları gibi iklim değişikliğine bağlı risk kaynaklı sıra dışı doğa olayları artmaktadır.
• Bu riskler düzensiz bir şekilde dağılmakta ve genellikle de dezavantajlı insanlar ve farklı gelişmişlik düzeyindeki toplumları daha büyük oranda etkilemektedir.
• Önceden tahmin edilen bu etkiler Dünyanın biyolojik çeşitliliğini, ekosistemin ürün ve hizmetlerini ve küresel ekonomiyi olumsuz olarak etkileyecektir.
• Dünyanın fizik sistemleri beklenmedik ve geri döndürülemez değişimlerin etkisi altındadır.
5. Avrupa’daki sanayii devrimi 250 yıl önce başladı. Bu kısa sürede dünyanın 250 milyon yılda oluşturduğu ve yenilenemeyen fosil yakıtların çoğunu tükettik. Bu, oluşumu bir milyon yıl süren kaynakların büyük çoğunluğunun geçmişteki her 250 yıldaki ortalama tüketimdir. Tüm bunlar ekonomik gelişme ve insanlığın ilerlemesi adına yapılmıştır.
6. Öncü iklim bilimcilerin “Aşınma noktası” olarak tanımlanan küresel ısınmadaki iki derecelik bir artışı, kaçınılması “düşük ihtimal” olarak kabul ettiklerinin farkındayız. Bu nokta, milyonlarca insanın ve sayısız canlının kuraklık, açlık ve sellere maruz kalacağı feci iklim değişiklikleri için eşik noktası olarak kabul edilmektedir. Sanayi öncesi zamanlarda atmosferdeki karbon yoğunluğu milyonda bir iken (ppm), şimdilerde 280 olduğu tahmin edilmektedir. Bugün için arzulanan eşik 350 ppm iken 2013te 400ppm geçilmiş ve bu rakam yükselmeye de devam etmektedir.
7. Kyoto Protokolü sonrasındaki tüm uyarı ve tahminlere rağmen, 2012de yerine getirilmesi gereken hususların daha zengin ve güçlü devletlerin bencil tavırları yüzünden ertelenmesi endişe vericidir. Kendi müsrifliklerini toplumun geri kalan kısmına yükleyerek, bu yükün sorumluluğunu üstelenmekte gönülsüz davranmalarını büyük bir endişe ile izliyoruz.
İLKELERİMİZ:
1. Yaratıcı (el-Halik) olarak Allah’ın rolüne tanıklık ederiz.-El Halid
هُوَ اللَّهُ الْخَالِقُ الْبَارِئُ الْمُصَوِّرُ
“O, var eden, güzel yaratan, yarattıklarına şekil verendir”
Kur’an 59: 24
2. O’nun bütün yaratıklarını ihata eden olduğunu kabul ederiz. El- Muhit.
وَلِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ وَكَانَ اللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ مُّحِيطًا
Göklerde olanlar da, yerde olanlar da Allah'ındır. Allah her şeyi kuşatır. Kur’an 4: 126
3. İfade ederiz ki:
• Allah Dünyayı belirli bir denge (mizan) ile yaratmıştır.
• Allah’ın cömertliği ile bereketli tarlalar, taze hava, temiz su dünyadaki tüm güzel nimetler bize bahşedilmiştir.
• Dünya doğal mevsimsel ritim ve devirlerle çalışır.
• İçerisinde hayat bulabileceğimiz bir iklim Allah’ın bize lütfudur.
• İklim değişikliği insanoğlunun bu dengeyi bozmasıyla oluşmuştur.
• وَالسَّمَاء رَفَعَهَا وَوَضَعَ الْمِيزَانَ
• أَلاَّ تَطْغَوْا فِي الْمِيزَانِ
• وَأَقِيمُوا الْوَزْنَ بِالْقِسْطِ وَلا تُخْسِرُوا الْمِيزَانَ
• وَالأَرْضَ وَضَعَهَا لِلْأَنَامِ
O, göğü yükseltmiştir; tartıyı koymuştur.
Artık tartıda tecavüz etmeyin.
Tartmayı doğru yapın, tartıyı eksik tutmayın.
Allah, yeri yaratıkları için meydana getirmiştir. Kur’an 55:7-10
4. Fıtrat’ın (tabiatın tabii durumunun) Allah’ın yaratışı olduğunun farkındayız.
• İnsanoğlu ve diğer canlılar tabii dünyanın rahminde yaratıldılar; tabiat da bizi cömertçe kabul etti ve besledi.
• Ne kadar çabalasak da; tabii dünyanın doğal dengesini ne kadar değiştirmeye kalksak da o hep özgün dengesini yeniden kazanır.
فَأَقِمْ وَجْهَكَ لِلدِّينِ حَنِيفًا فِطْرَةَ اللَّهِ الَّتِي فَطَرَ النَّاسَ عَلَيْهَا لا تَبْدِيلَ لِخَلْقِ اللَّهِ ذَلِكَ الدِّينُ الْقَيِّمُ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لا يَعْلَمُونَ
Hakka yönelerek kendini Allah'ın insanlara yaratılışta verdiği dine ver. Zira Allah'ın yaratışında değişme yoktur; işte dosdoğru din budur, fakat insanların çoğu bilmezler. Kur’an 30:30
5. Dünyadaki Fesada (bozulma) ve bunun sonuçlarına bizim sebep olduğumuzu yinelemekteyiz. Bu sonuçlardan bazıları:
• İklim değişikliği
• Atmosfer, toprak su sitemleri ve deniz kirliliği
• Toprak erozyonu ve çölleşme
• Biyolojik çeşitliliğin tahribi
• Ormanların tahribi
• Mercan kayalıklarının yok edilmesi
ظَهَرَ الْفَسَادُ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ بِمَا كَسَبَتْ أَيْدِي النَّاسِ لِيُذِيقَهُم بَعْضَ الَّذِي ععَمِلُوا لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ
İnsanların elleriyle işledikleri yüzünden karada ve denizde fesat çıkar; Allah da belki dönerler diye yaptıklarının bir kısmını böylece kendilerine tattırır. Kur’an 30:41
6. Yaratılan düzenin mütevazı küçük bir parçası olduğumuzu benimsemekteyiz.
• Dünyayı birlikte paylaştığımız sayısız varlıktan sadece biri olduğumuzu tasdik ediyoruz.
• Bu da bize diğer yaratılanlara hükmetme hakkı vermez.
• Zekâmız makul ve sorumlulukla hareket etmemizi gerektirir.
لَخَلْقُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ أَكْبَرُ مِنْ خَلْقِ النَّاسِ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لا يَعْلَمُونَ
Göklerin ve yerin yaratılması, insanların yaratılmasından daha büyük bir şeydir. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Kur’an 40: 47
7. Kendi hareketlerimizden sorumlu olduğumuzu da kabul ediyoruz:
يَوْمَئِذٍ يَصْدُرُ النَّاسُ أَشْتَاتًا لِّيُرَوْا أَعْمَالَهُمْ
فَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ
وَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ
O gün insanlar işlerinin kendilerine gösterilmesi için bölük bölük dönerler.
Kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu görür.
Kim de zerre kadar kötülük yapmışsa onu görür.
Kur’an 99.7.
8. Tüm bunlar dikkate alındığında Müslüman olarak sorumluluğumuza vurgu yapıyor; Kur’an’ın “tüm âlemlere rahmet” olarak tanımladığı Hz. Muhammed’in (sav) örneğine göre hareket edeceğimizi taahhüd ediyoruz. Hz. Peygamber hayatında
• Ölçüsüzlük ve israfı ret etti
• İhtişam ve gösterişi ret etti
• Sahip olduğu mütevazı eşya ve malını başkası ile paylaştı
• Tüm hayvanlara ve yaratılanlara merhametini gösterdi
• Ağaç dikimini teşvik etti.
• Kamu alanlarının her tür kirlilik ve tehlikeden arındırılmasını teşvik etti.
GENEL ÇAĞRI
1. Aralık ayında Paris’te yapılacak BM İklim Değişikliği Çerçeve Konvansiyonu görüşmelerinin adil ve barışçıl bir sonuca ulaştırılması hususunda şu noktaları da göz önünde bulundurarak çağrıda bulunmaktayız.
• Başarısız olmaları halinde dünya için öngörülen vahim sonuçlar
• İnsanlık adına yüklenecekleri büyük sorumluluk
• Bizleri Allah’ın yarattığı mahlûkatla daha iyi bir ilişki kurmamız için öncülük etme sorumluluğu
2.
a. Özellikle zengin ülkelere:
• En yüksek CO2 ürettikleri için kendi eylemlerinin sorumluluğunu omuzlamaları ve daha fakir ülkelere karşı daha cömert olmaları
• Gezegendeki yenilenemez kaynakların geriye kalanlarından daha fakirlerin yararlanması için gerekli tedbirlerin alınmasına ilişkin ihtiyacı tanımaları
• Petrol üreten ülkelerin dikkatlerini kardan ziyade çevreye ve dünyanın fakirlerine yeniden odaklamaları
b. Bütün ülkelere ve liderlerine
• Kaynaklarının sınırlı ve hali hazırda aşırı yüklenmiş bir gezegende ekonominin takipçileri olduklarını anlamaları
• Gezegen için felaket sonuçlar doğuran ve sadece duyarsız bir azınlığı ödüllendiren mevcut finans modelinden farklı yeni bir modeli harekete geçirmeleri
c. Büyük Şirketlere
• Sadece kâr güdüsünün olumsuz sonuçlarını omuzlamaları ve karbon izini azaltmada daha aktif ve görünür rol almaları
• Eylemlerinin çevre üzerindeki etkisini hafifletmeleri
• Yoksul ülkelerin doğal kaynaklarını sömürdüklerini dikkate alarak sosyal sorumluluklara daha çok dikkat etmeleri
d. İnanç Gruplarına
• Bu yarıştan hepimizin kazanan olarak çıkabilme çabamızda bizimle rekabet etmeleri
çağrısında bulunarak,
وَلَكِن لِّيَبْلُوَكُمْ فِي مَا آتَاكُم فَاسْتَبِقُوا الْخَيْرَاتِ
“verdiği şeylerde sizi imtihan etmek için ümmetlere ayırdı. Öyle ise iyiliklerde yarışın”.
Kur’an 5: 48
Her birimiz kendi geleneğimizdeki en iyi yönleri öne çıkarabilirsek zorluklarımızdan bir çıkış yolu bulabileceğimizi hatırlatıyor ve
3. Son olarak da:
• Devlet Başkanlarını
• Siyasi liderleri
• UNFCCC Delegeleri
• Bilim insanlarını
• Camii cemaatlerini
• Toplum liderleri ve kanaat önderlerini
• Sivil Toplum Eylemcileri
• Nerede olursa olsun tüm Müslümanları
Hz. Peygamberin (s) örneğini takip ederek kendi özel etki alanlarında iklim değişikliğinin bizleri karşı karşıya bıraktığı meydan okumalara bir çözüm bulmada kedilerine düşen sorumluluğu üstlenmeye davet ediyoruz.
Allah Kur’an’da:
وَلاَ تَمْشِ فِي الأَرْضِ مَرَحًا إِنَّكَ لَن تَخْرِقَ الأَرْضَ وَللَن تَبْلُغَ الْجِبَالَ طُولاً
“Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü sen yeri asla yaramazsın, boyca da dağlara asla erişemezsin”.
Kur’an 17: 37
4. Şunu anımsamalıyız ki:
“Dünya tatlı ve yeşildir. Allah sizi, dünyada halife yapacak ve nasıl amel edeceğinizi görecektir.(Muslim, rivayet eden: Ebu Said el-Hudrî)