Hadis-i Şeriflerde Ağaç ve Yeşil Alanlar

Hz. Peygamber’in gerek uygulamalarında ve gerekse çeşitli hadis-i şeriflerinde ağaç dikmeye, mevcut ağaçları korumaya, ormanlar teşkil etmeye ve yine mevcut ormanları korumaya çok önem verdiği görülmektedir.  Peygamberimizin hanımlarından Hz. Aişe Hz. Peygamber’in ahlâkını Kur’an ahlâkı olarak tanımlamıştır (Müslim: Müsafirin 139, I. 513). 

Bu nedenle, O’nun çevre korumayla ilgili uygulamaları ve davranışları bu açıdan değerlendirilmelidir. Bu uygulamalar bizim için uyulması gereken bir sünneti oluşturan ilham kaynaklarıdır. Başka bir ifadeyle, İslâm çevre ahlâkının ilk örneği ve uygulayıcısının Hz. Peygamber olduğu görülmektedir. Onun konuyla ilgili uygulama ve emirlerini öğrenince, sorumluluğumuzun önemi kendiliğinden ortaya çıkar.

Hz. Peygamber’in ağaç dikme ve ağaçları korumayla ilgili hadislerinden bir kısmını zikredecek olursak:

  • Elinizde bir ağaç fidanı varsa, kıyamet kopmaya başlasa bile, eğer onu dikecek kadar vaktiniz varsa, mutlaka dikin (el-Münavi: Feyzu’l-Kadir: 3/30)
  • Kim ağaç dikiminde bulunursa, onun için ağaçtan hasıl olan ürün miktarınca Allah sevap yazar (Ahmed b. Hanbel, Müsned: 5/415).
  • Her kim boş, kuru ve çorak bir yeri ihya edecek olursa, bu amelinden dolayı Allah tarafından mükâfatlandırılır. İnsan ve hayvan ondan faydalandıkça orayı ihya edene sadaka yazılır (el-Münav, 6/39).
  • Bir kimse bir ağaç dikse, o ağaç meyve verdikçe sevabı ona yazılır (a.g.e, 5/480).
  • Müslümanlardan bir kimse bir ağaç dikerse, o ağaçtan yenen mahsul mutlaka onun için sadaka olur. Yine o ağaçtan çalınan meyve de o Müslüman için sadaka olur. Kuşların yediği de sadakadır. Herkesin ondan yiyip eksilttiği mahsul da onu diken Müslümanlara ait bir sadakadır (Buhari, Tecrid-i Sarih:VII. 122).
  • Kişi kabirde bile olsa yedi şeyden meydana gelen sevap devamlı olarak kendisine ulaşır: Öğretilen ilim, halkın yararlanması için akıtılan su, açılan kuyu, dikilmiş ağaç, yapılan mescid, okunmak üzere bağışlanan Kur’an ve ölümünden sonra kendisine dua edecek evlat (Münavi, 4/87).

Hz. Peygamber Medine’ye göç edince burada bir ağaçlandırma ve orman tesis etme faaliyetine girişmiştir. Her tür canlının yaşadığı yeşil alanları ve ormanları koruma altına almıştır. Buna himâ (koruluk) denilmektedir. Örneğin Medine’nin etrafındaki yaklaşık 12 mil genişliğindeki bir alanı himâ (koruluk) olarak ilan ederek koruma altın almıştır. Bunun gibi başka benzer bölgeleri de himâ olarak ilan ettiğini bilmekteyiz. Bütün bunlar İslâm’ın bir din olarak tabiatın ve tabiattaki tüm canlıların korunmasına ne kadar önem verdiğini göstermektedir.