Harvard Üniversitesi - İslam ve Çevre Konferansı- 1998
Harvard Üniversitesi Dünya Dilerini Araştırma Merkezi “Dünya Dinleri ve Çevre” adı altında 1996-1998 yıllarında bir dizi konferanslar düzenledi. Adı geçen merkez dünya dinleriyle ilgili araştırmalar yapmak, konuyla ilgili araştırmaları, lisans ve lisans üstü çalışmaları desteklemek amacıyla 1959 yılında kuruldu.
Kurulduğu günden bu yana Amerika ve Amerika’nın dışından birçok bilim insanı bu merkezde araştırmalar yaptı. Merkez bu sefer de dünya dinlerinin çevreyle ilgili zengin birikimini ve farklı bakış açılarını ortaya koymayı içeren bir proje yürütmektedir. Buna göre, çevre ve dini değerlerin hâkim olacağı söylenen yeni bir yüzyıla girerken, dünya dinlerinin çevreyle ilgili görüşleri, teorik ve pratik yönleriyle ortaya konmuş olacaktır. Böylece, politik karar mercileri, üniversiteler ve konuyla ilgilenen herkes için büyük bir bilgi birikimi ortaya çıkmış olacaktır.
Harvard Üniversitesi, bu konferansın hayatın çeşitle kesimleri üzerinde büyük etki ve katkısının olacağını hesaplamaktadır. Burada dikkati çeken diğer önemli bir nokta ise, çevre krizinin tüm dinlerin üzerinde konuşabildiği ve diyalog kurabildiği ortak bir zemin olarak ortaya çıkmasıdır. Böylece çevre konusu dinler arası diyalogun ortak bir zemini olarak görülebilir.
Merkezin düzenlediği ilk Konferans 3-5 Mayıs 1996’da Budizm ve Çevre konusunda yapıldı. Daha sonra 30 Mayıs- 1 Haziran 1996, Konfüçiyanizm ve Çevre, 21 –23 Mart 1997, Şinto ve Çevre, 2-5 Eylül 1997, Hinduizm ve Çevre, 13-16 Kasım 1997, İlkel Gelenekler ve Çevre, 22-24 Şubat 1998 Yahudilik ve Çevre, 16-19 Nisan 1998, Hıristiyanlık ve Çevre, 7-10 Mayıs, İslam ve Çevre, 5-8 Haziran, Taoizm ve Çevre Konferansları yapıldı. 9-12 Temmuz tarihlerinde ise Jayinizm ve Çevre Konferansı yapılacak. Daha sonra 24-27 Eylül 1998 tarihlerinde ise tüm bu konferansların sonuçlarının tartışılacağı bir nihai konferans yapılacak ve her dinden temsilciler katılacak. Burada alınan karar ve ortak metin BM’re sunulacak.
Bu konferanslardan İslam ve Çevre Konferansına İslam dünyasından, Amerika, Avrupa ve Japonya’dan 40 kadar bilim adamı davet edildi. Üç gün süren konferansa 35 bilim adamı katıldı ve tebliğlerini sundu.
Amerikan Üniversitelerinde İslam üzerine dersler veren ve İslam uzmanı olan çeşitli bilim insanları da tartışmacı olarak konferansa katıldılar. Böylece konferansa katılanların sayısı 60 kişi kadardı. Konferansın danışmanlığını ve koordinasyonunu Fazlun Khalid, Tazim Kassam ve Alwi Shihab’ın yardımlarıyla Mary Evelyin Tucker ve John Grim yaptılar.
Konferans disiplinler arası bir espri ile hazırlanmıştı ve İslam dinin çağdaş çevre kriziyle ilgili sağlayacağı nazari ve pratik yaklaşımları vurgulamayı ve ortaya koymayı hedefliyordu. Bu çerçevede İslam ve Çevre Konferansının üzerinde durduğu temel amaçlar şöyle belirlenmişti:
- İslam’ın çevreyle ilgili tavırlarını ortaya koymak ve bunun çeşitli İslam coğrafyalarındaki tezahürlerini göstermek.
- İslam toplumunun, felsefesinin ve dini düşüncesi üzerine bina edilen işlevsel bir çevre ahlakını ortaya koymak.
- Uzun vadede mahalli çevrelerle ilgili davranışların üzerine bina edileceği çeşitli nassi (kitabi), kurumsal, gelişmeci ve toplumsal temelleri belirlemek.
- İslam’ın yeryüzünde sürdürülebilir bir hayat için oynayabileceği rolle ilgili olarak Müslüman liderlerin ve öğrencilerin, öğretim üyelerinin dikkatini ve ilgisini canlandırmak.
- İnsani ve sürdürülebilir bir gelecek için İslam’ın değiştirici yönlerini daha büyük uluslararası hareketlerle bağlamak ve aralarında iş birliğini sağlamak.
İslam ve Çevre Konferansının üzerinde odaklaştığı belli başlı konular şunlardı:
İslam’da Bilim ve Din Sorunu.
- Kainattaki Yaratıcı Denge ile yaşamak ve Çevre Sorumluluğu (Emanet ve İnsanın halifeliği).
- İslam’da Hukuk ve Çevre Ahlakı.
- İslami İlkeler ve Servetin Üretilmesi.
- İslam’da Kalkınma Modelleri- Müslüman Toplumlar ve Çevre Duyarlılığı.
- İslam’da Kadın ve Çevre.
- Tabii Dünyada ve Yapay Dünyalarda İslami Estetik.
- Çevrede İslam ve Geleceğin Yönü.
Konferansa Sunulan Bildiriler:
Konferansın açılış oturumu 7 Mayıs saat 15.00’te yapıldı. Dünya Dinleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Lawrance Sullivan yaptığı açış konuşmasında “Dünya Dinleri ve Çevre Konferansları” projesinin temel nedenlerini vurgulayarak şunları söyledi:
“Bu konferanslarla dinlerin başta çevre olmak üzere diğer boyutlarının tartışılmasını ve vurgulanmasını hedeflediklerini” vurguladı.
Dinlerimiz, geleneklerimiz ve inançlarımız farklı olsa da dünyamızın ortak sorunları var ve bunların başında da çevre krizi geliyor.
Bugün bu krizin sebeplerini ve suçlularını aramaktan ziyade, bunu önlemek ve çözmek için iş birliği yapmamız gerekiyor. Bu sadece bizler için değil, tüm gezegen ve gelecek nesillerimiz için çok önemli bir konu olarak bizden çözüm beklemektedir”.
“Yirminci yüzyılda yaşanan tecrübelerle, bugün dinin toplumlarda oynadığı ve oynayabileceği rolün daha iyi anlaşıldığını” vurgulayan Prof. Sullivan, çevre krizine ek olarak dinlerin başta alkol, uyuşturucu bağımlılığı, parçalanan aileler, ırkçılık, etnik sorunlarla ilintili olarak dünya barışına katkıda bulunabileceğini; bunun içinde öncelikle tüm dinler arasında sağlıklı bir diyalog ve iletişimin olması gerektiğin vurguladı.
Bu çerçevede, İslam ve Çevre Konferansının olumlu katkılar yapacağına inandığını belirterek konuşmasın tamamladı.
Projenin koordinatörleri olan Mary Evelyin Tucker ve John Grimde’de yaptıkları konuşmada konferanslar dizisiyle ve şimdiye kadar gerçekleştirilen konferanslarla ilgili bilgi verdiler. “İslam ve Çevre Konferansının” konuyla ilgili ilk uluslararası konferans olduğunu ve bu öncülüğün Harvard gibi dünyaca ünlü bir üniversite tarafından üstlenilmesinin anlamlı olduğunu vurguladılar.
Mary ve John konferansı düzenlerken karşılaştıkları zorlukları ve bunların üstesinden nasıl geldiklerini örneklerle anlattılar. Prof. Tucker, özellikle kadın katılımcıları bulmakta zorlandıklarını ancak bu konferansa kadınların katılması konusunda ısrarlı olduklarını söyledi. Böylece bir oturumun “Kadın ve Çevre” olarak belirlendiğini, böylece Müslüman nüfusun yarısından fazlasını oluşturan Müslüman kadınların seslerinin de konferansa yansımasını hedeflediklerini belirtti.
Prof. John Grim konuşmasını Nasreddin Hocadan anlamlı bir fıkra ile noktaladı: Müslümanlar İslam’ın batıda hep yanlış anlaşıldığından/anlatıldığından bahsederler ve bu iddia doğrudur. Gerçekten de İslam ve Müslümanlarla ilgili olarak Batı toplumlarında birçok önyargı ve yanlış kanaatler mevcut. Özellikle de İslam’ın siyasal bir parti veya ideoloji olarak sunulmasını ve tartışılması çok yanlış buluyorum. Elbette ki İslam’ın siyasi yönü vardır. Ancak bundan daha öncelikli olarak bir din olarak, İslam’ın bir dünya görüşü ve ahlak sitemi vardır. Tüm bunların veya en azından önemlilerinin bu konferans ve takip eden tartışmalarda ortaya çıkmasını umuyoruz. Ancak burada Nasreddin hocaya izafe edilen bir fıkrayla konuyu takdirlerinize arz etmek istiyorum:
Hoca bir gün trenle bir yere gitmek istemiş. Ancak tren bir tülü zamanında gelmemiş. Gelince de bu sefer zamanında kalkmamış. Buna çok sinirlenen Hoca, sorumlu ve hakkını arayan bir vatandaş olarak zamanın Padişahına bir istida yazarak, durum şikâyet etmiş.
Padişah da durumu açıklığa kavuşturma ve bir çözüm bulmak için hem Hocayı hem de zamanın Ulaştırma Bakanını huzuruna çağırmış.
Hoca “trenlerin zamanında kalkmadığını söyleyerek”şikayetini tekrarlamış.
Bunun üzerine Ulaştırma Bakanı: “Sultanım! Hoca efendi tamamen haklı. Ancak ben bakanlık makamımı kendisine bırakıyorum. Gelsin de meseleyi çözsün. Dışarıdan her şey kolay görünüyor. Bir de gelsin içeriden görsün bakalım. Trenleri zamanında kaldırmak o kadar kolay ve basit bir iş mi?
Nasreddin Hoca hemen söz alır: “Sultanım, benim görevim işime ve gideceğim yere zamanında gitmektir. Bunun için de trenlerin zamanında kalkması gerekiyor. Trenin zamanında kalkması ise Bakan Beyin görevi. Zat-ı Aliniz de onu bu iş için o makama getirdiniz. Onun makamında gözümüz yok. Trenleri zamanında kaldırsın yeter” deyip bitiriyor.
İşte, Harvard Üniversitesi Dünya Dinlerini Araştırma Merkezi olarak bizler de İslam’ın yanlış anlaşıldığı/anlatıldığıyla ilgili eleştirilere katılıyor ve diyoruz ki: Buyurun bunu düzeltmek ve daha iyi bir İslam imajı için bize yardım edin. İslam’ın diğer boyutlarının ortaya çıkmasını ve vurgulanmasını sağlayın.”
Prof. Grim, daha sonra, konferans bildirilerinin en yakın zamanda kitap olarak Harvard Üniversitesi tarafından yayınlanacağını ve tüm dünyanın istifadesine sunulacağını ifade etti.
[Adı geçen kitap Islam and Ecology olarak yayınlandı ve Türkçeye de tercüme edildi:
İslam ve Ekoloji: Bahşedilmiş Bir Emanet. Oğlak Yayıncılık, 2007]
(Daha çok bilgi için bkz.: İbrahim Özdemir, Çevre, İnsan ve Sorumluluklarımız, Akıl-Fikir, 2020, İstanbul)